Diyarbakır’ın son yazısına giriyoruz. Bu yazımda sizlere;
- Cahit Sıtkı Tarhancı ‘nın Hanı
- Ermeni Kilisesi
- Hz. Süleyman Camii ‘ni anlatacağım.
CAHİT SITKI TARHANCI
OTUZ BEŞ YAŞ ŞİİRİ
Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim.
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim;
Yalandır kaygısız olduğum yalan.
Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız,
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.
Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze? ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?
Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.
Herkes bilir bu şiiri, işte bu şiirin yazıldığı hana gittik. Şairin yaşadığı eve.
Hanın kapısına doğru giderken iki heykel göz çarpıyor, birisi evin girişinde diğeri hanın ortasında. Bir müze gibi yapılmış han.
Müze haline getirilmiş hanın içinde eski müzik çalgı aletleri var, tarih yatıyor içeride :)
Harika değil mi? Her şeyin eskisi daha güzel, daha orijinal bence. Müzik dinlemek isterdim bu çalgı aletlerinden çıkan notalarla. Gezmeye devam edelim;
Bu da ikinci heykel ve akşam saatlerinde han. Giderseniz akşama kalmayın saat beş-altı gibi kapanıyor.
ERMENİ KİLİSESİ
Ermeni kilisesinde ilgimi çeken, kilisenin içindeki dükkanlar. Bir kiliseyi ticarethane yapmışlar. Buna izin verilmemelidir, tarih yatan tarih kokan her yer korunmalıdır.
İçeri girince yukarı çıkmanız için bir merdiven var, yukarıdan fotoğraf çekmek isterseniz daha geniş açılar yakalayabilirsiniz.
Papazın koltuğu 🙂 Katolik kilisesinden çok farklı içerisi.
HZ. SÜLEYMAN CAMİİ
27 sahabe kabri olan Hz. Süleyman Cami’ye uğramadan gitmeyin derim. Diyarbakır tam bir tarih şehri.
Son fotoğrafımı da paylaştıktan sonra yazı serimi bitiriyorum, daha gezecek çok yer az zaman var 🙂
Bir sonra ki yazı serim umarım ELAZIĞ olacak, herkese iyi günler.